Site Etiketleri: Adana Ceza Avukatı Adana Boşanma Avukatı Adana Avukat Adana Ağır Ceza Avukatı Ceza Avukatı Adana Avukat Boşanma Avukatı Ağır Ceza Avukatı
CEZA YARGILAMASINDA SONRADAN DEĞİŞEN - ÇELİŞEN İFADE
MAKALEYİ YOUTUBE ÜZERİNDEN SESLİ DİNLEMEK/İZLEMEK İÇİN TIKLAYIN!!!
Ceza yargılamasında karşılaşılan en sık durumlardan birisi de “tanık, sanık, katılan, mağdur, müşteki”lerden birinin ya da bir kaçının, ilk verdiği ifadeden farklı ifade vermesidir. Bu farklılık; önceki tüm ifadeyi bir bütün halinde değiştirmek veya ifadenin bir kısmını değiştirmek yahut da eski ifadeye yeni şeyler eklemek gibi görünümlerle karşımıza çıkmaktadır.
Burada ifadeyi değiştiren taraf, bir çok saikle bu değişikliğe gidebilir. İlk savunmasını (ifadesini) değiştiren sanık, daha çok cezalandırılmaktan kurtulmak için bu yola başvurduğu gibi, kimi zaman da başka birinin suçunu üstlenmek için bu yola başvurabilir. Katılan, mağdur veya müşteki ise, ya yargılanan kişi veya kişilerle bir anlaşmaya varmıştır ve şahısların ceza almasını engellemek için bu yola başvurur ya da korkutulmuştur. Ancak ifadesinde değişiklik yapanlar daha çok tanıklardır ve tanıklar maalesef bu konuda biraz talihsizlerdir. Olaydan hemen sonra sıcağı sıcağına verdiği ifadesi sonrası gelişen bir kısım durumlar nedeniyle, tanıklar ifade değiştirmeye yahut da ifadeye ekleme yapılması konusunda baskıya uğrarlar.
Tabi tüm bunların aksi de olabilir. Gerçekten suçunu itiraf etmek isteyen bir sanık, ilk ifadesinde cezalandırılmaktan kurtulmak için beyanda bulunabilir, mağdur/müşteki/katılan gerçekten iftira atmıştır ve bunu dile getirebilir, tanık da ilk olay olduğunda taraflı davranmış olabilir ve artık tarafsız bir şekilde gelip ifadesinde değişikliğe gidebilir. Ama bu tip durumlar çok istisnaidir ve pek yaşanmaz.
İfade değişikliğine giderek birilerini cezalandırmaktan kurtarmaya çalışan tarafların (tanık, mağdur, müşteki, katılan veya sanık) kullandıkları benzer sözler vardır ve gerek hakimler gerekse de savcılar bu kelimeleri duyduklarında yalan söyleneceğini çok rahat tahmin ederler. “Olay günü çok içkiliydim, sarhoştum, kafam iyiydi, ben öyle demedim polis öyle yazmış, ben o an öyle görmüşüm ama daha sonra eve gidince aklıma geldi o olay öyle değilmiş, vicdan azabı çekiyorum bundan dolayı doğruları anlatmak istiyorum” gibi klasikleşmiş cümle yapıları maalesef artık bir anlam ifade etmemektedir.
Burada tartıştığımız husus, birkaç kişinin beyanları arasındaki çelişki değil, bir kişinin aşamalardaki beyanlarındaki çelişki ya da eklemeleridir. Peki mahkemeler/hakimler, bu durumda ne yapacaklardır?
Kanun maddeleri vererek okuyucuları boğmak istemiyoruz. Usul hukuku açısından, bir tanığın aşamalardaki beyanları arasındaki çelişkinin giderilmesi gerekmektedir eğer giderilemezse neden giderilemediği zapta geçmelidir. Örneğin, iki tarafın da yaralandığı bir yaralama olayında olayı gören tek tanık, ilk ifadesinde A’nın ilk yaralama olayını gerçekleştirdiğini beyan etmiş iken, daha sonra A’nın değil B’nin ilk yaralama olayını gerçekleştirdiğini beyan edebilir. Mahkeme, ilk haksız hareketin kimden kaynaklandığını tespit ederken tanığın bu beyanı çok önemlidir. Eğer olayı aydınlatacak başka bir delil yok ise ve tanık da böyle bir çelişkiye düşmüş ve son verdiği ifadenin doğru olduğunu söylüyor ise, mahkeme bu durumda tanığın başka delil ile ispatlanamayan son beyanına itibar etmeyip ilk beyanına itibar edebileceği gibi, tanığın bu şekildeki ifade değişikliğine gitmesine dayalı olarak, tanığın beyanının hükme esas alınamayacağına karar vererek ilk hareketin kimden kaynaklandığının tespit edilmemesi nedeniyle her iki tarafa da en alt seviyede haksız tahrik uygulayabilir.
Aynı durum mağdur, müşteki, katılan için de geçerlidir. Ancak sanığın beyanında çelişki bulunması durumunda çelişki giderilmesine gerek yoktur. Zira sanık “çelişkili beyanda bulunma hakkı”na sahiptir ve fakat mahkeme hükmü kurarken bu çelişkiyi sanığın aleyhine yorumlayacaktır.
Kim tarafından söylenirse söylensin, ifadelerde ister çelişki ister ekleme ister çıkarma olsun mahkemece, maddi-somut deliller incelenecek ve buna göre eklemeler, çelişkiler veya çıkarılmalar değerlendirilecektir. Bu tip hususlarla çok karşılaşıldığından Yüksek Mahkeme Yargıtay, bu konuda çok geniş bir karar külliyatı oluşturmuştur. Her durumun kendi içerisinde ve dosyadaki delillere göre değerlendirileceği konusundaki ana kural üzerinden hareket eden Yargıtay, tanığın, katılanın, mağdurun ve müştekinin verdiği ilk ifadeyi, olayın hemen sonrasında gerçekleşen bir tespit olmasından ötürü daha üstün tutmaya meyilli kararlar verdiğini de söylemek yanlış olmayacaktır. Örneğin Yargıtay Ceza Genel Kurulu bir kararında, olaydan sonra ifade veren katılanın, bu ifadesini Cumhuriyet Savcılığı’nda tekrarlamasına rağmen yargılama aşamasında bu beyanına eklemelerde bulunarak hukuki durumu etkilemeye çalışmasını irdelemiş ve süreç içerisinde ifadesine eklemede bulunan katılanın, dava konusu olayı etkileyen bir nişandan dönülmesi nedeniyle, sonradan yapılan eklemelerin yok sayılmasına karar vermiştir. (YCGK 2022/387 E., 2023/198 K.)
YORUM GÖNDER